Hangi teknik ile yapılırsa yapılsın, robotik cerrahi ile prostat kanseri ameliyatı sırasında özel ihtimam gösterilmesi gereken aşamalar vardır ve bu aşamalarda gösterilen teknik farklılıklar ameliyatın hemen sonrasında ve uzun yıllar boyunca maruz kalınabilecek yan etkilerin sıklığını belirler.
Bu aşamalar her ameliyat yöntemi için hemen hemen aynıdır ve en önemlileri prostatın geride kanserli doku bırakmayacak şekilde çıkarılması, cinsel fonksiyonların devamını sağlayan sinirlerin korunması ve prostat çıkarılırken idrar tutmayı sağlayan yapılara zarar verilmemesi olarak sıralanabilir.
Prostatın geride kanserli doku kalmayacak şekilde çıkarılması ve cinsel fonksiyonların devamını sağlayan sinirlerin korunması adımlarında, kullanılan ameliyat kollarının ince yapısı, yüksek hareket kabiliyeti ve titreşim engelleyici çalışma prensibi ve gelişmiş görüntü sistemleri sayesinde robotik cerrahi ile daha büyük başarı oranları yakalanmaktadır.
Anatomik alanlara hakim olunması da bu ameliyatı başarılı kılacak en önemli faktörlerden birisidir. Yapılan geniş serili meta-analiz çalışmalarında ameliyat sırasında mesane boynunun korunması ve yeterli üretra uzunluğunun sağlanması halinde inkontinansın en aza indirileceği sonucuna varılmıştır. European Urology → Fakat mesane boynu koruyucu teknik sadece tecrübeli cerrahların kendi deneyimleri sayesinde uygulayabildikleri bir cerrahi teknikken ilk kez Prof. Dr. Lütfi Tunç tarafından kadavralar üzerinde yapılan çalışmalar ve bilimsel incelemeler sonucunda standart hale getirilmiş ve uluslararası bilimsel çalışmalarda yayınlanmıştır.
Bu teknik mesane ile prostat arasında bulunan damarsız yumuşak dokuyu görüp bu alandan prostatın mesane ile birleştiği bölgeye (mesane boynu) ulaşılmasıyla prostatın çıkarılması olarak tarif edilmiştir. Ancak bu şekilde hem mesane boynundaki idrar tutmaya yarayan yapıların korunup hem de kanserli doku kalmadan prostatın tamamının çıkarılmasının mümkün olabileceği görülmüştür.
Literatüre “Mesane Boynu Koruyucu Teknik” olarak giren bu yöntem ile ameliyat sırasında daha az kanama görülmekte ve ameliyat sonrası erken ve geç dönem idrar kaçırma (inkontinans) sorunu görülmemektedir.