Robotik cerrahi, modern tıbbın en güncel tedavi seçeneklerinin başında gelmektedir. Uzaktaki hastaları tedavi edebilmek amacıyla ilk olarak bir NASA projesi olarak geliştirilmiş ve 2000 yılında ameliyatlarda kullanım için onay almıştır. Robotik cerrahi, da Vinci adı verilen bir robotun hasta üzerine uygun şekilde yerleştirilmesi ve bu robotun kollarının konsol cerrahı tarafından konsol adı verilen kontrol ünitesinden yönlendirilmesi ile gerçekleştirilen bir ameliyat şeklidir.
Robotik prostat ameliyatlarında prostatın mesane ile birleştiği bölgenin (mesane boynu) korunması ameliyat sonrası idrar tutamama sorununu en aza indirir. Mesane boynu koruyucu teknik ilk olarak Prof. Dr. Lütfi TUNÇ tarafından tanımlanmıştır.
Bu teknik mesane ile prostat arasında bulunan damarsız yumuşak dokuyu görüp bu alandan mesane boynuna ulaşılmasıyla prostatın çıkarılması olarak tarif edilmiştir. Ancak bu şekilde hem mesane boynundaki idrar tutmaya yarayan yapıların korunup hem de kanserli doku kalmadan prostatın tamamının çıkarılmasının mümkün olabileceği görülmüştür.
da Vinci Robotik Cerrahi sistemi, ileri teknoloji ile üretilmiş bir görüntüleme sistemine sahiptir. Bu sistem yüksek çözünürlüklü iki adet fiber optik kameradan oluşmaktadır. Böylece cerrahi konsolda oturan cerraha, derinlik hissi olan 3 boyutlu görüntü sağlanmaktadır. Ayrıca bu kamera operasyon alanını yaklaşık 10-12 kat büyütülebilmektedir.
Kamera sisteminin yanı sıra ameliyat sırasında kullanılan cerrahi enstrümanlar da çok fonksiyonel bir yapıya sahiptir. Robotik Cerrahi Robotun kollarına bağlı bu enstrümanlar, insan el bileği ve parmak hareketlerini taklit edebildiği gibi çok daha geniş açı ile dönüş yapabilme ve titreşimsiz çalışma özelliğine sahiptirler.
Robotik sistemle yapılan cerrahilerin genel prensipleri laparoskopik cerrahiye benzemektedir. Buna göre ameliyat sırasında hastanın karın kısmına 1cm’lik cilt kesileri yapılır. Ameliyatın şekline göre bu kesilerin yerleri ve sayıları değişebilmektedir. Bu kesilerden karın içinde kullanılacak enstrümanlar ve kamera yerleştirilir. Sonrasında da bu ekipman robotik kollara bağlanır. Ameliyatı gerçekleştirecek cerrah, konsol ünitesinden hem kamerayı hem de el aletlerini yönlendirerek ameliyatı gerçekleştirir.
Robotik cerrahi sistemi; Jinekoloji, Genel Cerrahi, Kalp ve Damar Cerrahisi ve Kulak-Burun-Boğaz gibi farklı branşlarda kullanılmaktadır. Fakat en sık üroloji bölümünce kullanılmaktadır. Günümüzde özellikle prostat kanserinin tedavisinde sıklıkla da Vinci Robotik Cerrahi tercih edilmektedir.
Robotik cerrahide kullanılan gelişmiş görüntü sistemleri ve kolların ince yapısı, yüksek hareket kabiliyeti, titreşim engelleyici çalışma prensibi sayesinde ameliyat sırasında hedeflenen dokular çıkarılırken, zarar görmemesi gereken yapılar ise korunabilmektedir. Bunlar anatomik olarak dar ve kapalı bölgelerde bulunan organ ameliyatlarında çok önemli avantajlardır.
Robotik ameliyatlarda küçük kesilerle laparoskopik giriş sağlanmaktadır. Bu kesiler, açık ameliyatlara oranla çok daha küçüktür. Haliyle robotik ameliyatlar sonrası hastalarda daha az ağrı görülmektedir. Bu hastalar daha az ağrı kesici ihtiyacı duyarlar. Kesi yerleri daha hızlı iyileşir ve hastaneden daha erken taburcu olabilecek halde olurlar. Bu sayede de daha az enfeksiyon riski taşırlar. Gündelik hayatlarına dönmeleri de çok daha kolay ve hızlı olur.
Robotik cerrahi ameliyatının bütün diğer ameliyatlarda olduğu gibi anesteziye bağlı olarak bazı riskleri bulunmaktadır. Bu riskleri değerlendirmek ve en aza indirmek için ameliyat öncesi tüm hastalar anestezi hekimi tarafından değerlendirilmektedir. Bununla beraber olası yapışıklıklar ya da kanama sebebiyle ameliyat sırasında açık ameliyata dönülmesi gerekebilir. Bu çok nadir görülen bir komplikasyondur.
Prostatın anatomik konumu gereği ameliyat sırasında cerrahi alan oldukça dardır. Bu durum açık ameliyatlarda çok zorlayıcı olmaktadır. Bu zorluklar sebebiyle açık ameliyatlarda ameliyat süresi daha uzamakta korunması gereken yapılar ise zarar görebilmektedir. Robotun gelişmiş hareket ve görüntü özellikleri ile bu zorluklar aşılmıştır. Robotik Prostat Kanseri Ameliyatı ile yapılan ameliyatlarda komplikasyon ihtimali en aza inmekte, kanama neredeyse yok denecek kadar az olmakta ve ameliyat daha kısa sürmektedir.
Bundan dolayı Prostat Kanseri ameliyatla tedavisinde Amerika başta olmak üzere tüm dünyada artık robotik cerrahi tercih edilmektedir.
Böbreğin tümörlü kısmının çıkarılıp sağlıklı kısmının yeniden onarılması sırasında, kanamayı önlemek için böbreğin damarlarının bir süre kapatılması gerekmektedir. Damar kapatma süresinin uzaması ise ameliyat sonrası böbrek fonksiyonlarını etkileyebilir. Robotik cerrahi sistemin gelişmiş hareket ve görüntü özelliklerinin sağladığı avantajlar ile bu sürenin olabildiğince kısa tutulması sağlanır. Robotik Böbrek Kanseri Ameliyatı sonrası hastaların böbrek fonksiyonları daha iyi korunmuş olur.
Testis tümörünün tedavisi, kanserli testis dokusunun ameliyatla alınmasıdır. Bununla beraber karın içinde bulunan lenf bezlerine tümöral bir yayılım şüphesi var ise bu lenf bezlerinin deçıkarılması gerekir. Bu ameliyata retroperitoneal lenf nodu diseksiyonu (RPLND) denir. Bu ameliyat robotik cerrahi yardımıyla yapılabilmektedir.
Mesane kas tabakasına yayılım gösteren (invaziv) mesane kanserinin cerrahi tedavisi mesanenin tamamen çıkarılması (sistektomi)’dır. Bu ameliyat robotik cerrahi yöntem kullanılarak yapılabilmektedir.
Robotik cerrahide kullanılan ameliyat kollarının ince yapısı, hareket kabiliyeti, titreşim engelleyici çalışma prensibi ve robotik sistemin gelişmiş görüntü sistemleri sayesinde prostat ameliyatı sırasında prostata yakın komşuluktaki yapılar daha rahat korunabilir olmuştur.
DAHA FAZLAHangi teknik ile yapılırsa yapılsın, robotik cerrahi ile prostat kanseri ameliyatı sırasında özel ihtimam gösterilmesi gereken aşamalar vardır ve bu aşamalarda gösterilen teknik farklılıklar ameliyatın hemen sonrasında ve uzun yıllar boyunca maruz kalınabilecek yan etkilerin sıklığını belirler.
DAHA FAZLARobotik böbrek kanseri ameliyatına klasik laparoskopik yöntemle başlanır. Öncelikle hastanın karın bölgesine 4 adet bir santimetreden küçük kesiler yapılır. Sonrasında bu kesilerden karın içine robot kollarının ulaşmasını sağlayan özel aparatlar yerleştirilir.
DAHA FAZLA